Haber

Latmos Antik Kenti’nde Yeni Bir Bitki Türü Keşfedildi

AYDIN’ın Söke ilçesindeki Latmos Antik Kenti’nde halk arasında Kazgagası (Corydalis) olarak bilinen Haşhaşgiller (Papaveraceae) ailesinden yeni bir bitki türü keşfedildi. Yeni bitki türüne Latmos Kazgagası adı verildi. Bitkiyi keşfeden Ege Üniversitesi (EÜ) Botanik Bahçesi Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Yıldırım, Latmos Kazgagası’nın endemik bir tür olduğunu, bölgedeki madencilik faaliyetleri nedeniyle türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Söke’de, Bafa Gölü’nün kuzeyinde yer alan Latmos Antik Kenti’nde halk arasında Kazgagası (Corydalis) olarak bilinen Haşhaşgiller ailesinden yeni bir bitki türü keşfedildi. Adnan Menderes Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahı Dr. Öğretim Üyesi Varol Aydın tarafından keşfedilen, EÜ Botanik Bahçesi Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yıldırım tarafından literatüre kazandırılan bitki türüne, Türkçe isim olarak ‘Latmos Kazgagası’, bilimsel isim olarak ‘Corydalis varolaydinii’ adı verildi.

TÜRKİYE’YE HAS ENDEMİK TÜR SAYISI 7’YE YÜKSELDİ

Bitki türünün keşif süreciyle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Yıldırım, “Dr. Varol Aydın, Latmos’da gezi esnasında fark ettiği bu bitkinin fotoğraflarını çekerek bize gönderdi. Ekibim ve Varol hocamızla beraber saha çalışmasını yaptık. Kazgagası (Corydalis) cinsinde yer alan bu bitkinin yeni bir tür olduğunu fark ederek, makalesini yazdık ve bitkiyi bilim dünyasına tanıttık. Varol hocamız keşfettiği için ‘Corydalis varolaydinii’ bilimsel ismi ile bilim dünyasına tanıtarak, yayılış gösterdiği Latmos’tan da yola çıkarak ‘Latmos Kazgagası’ ismini verdik. Kazgagası cinsi dünyada yaklaşık 500 kadar türe sahip olup, Haşhaşgiller ailesinin tür bakımından en zengin cinslerinden biri. Ülkemizde toplamda keşfedilen bu yeni türle beraber 16 tür bulunmakta. Türkiye’ye has olan endemik sayısı da 7’ye yükselmiştir. Bu bitki yaptığımız tespitler sonucunda Latmos dediğimiz, bu antik alanda yayılış göstermektedir” diye konuştu.

‘MADEN TAHRİBATI KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRASI TÜKETİYOR’

Latmos’un gnays kayalar olarak bilinen 600 milyon yıllık kayalardan meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Yıldırım, Latmos’un yapılan araştırmalarda 8 bin yıl önceye ait yaklaşık 200 noktada kayıt altına alınmış kaya resimleri bulunan, insanlığın Batı Anadolu’daki ilk yerleşim yerlerinden biri olduğunu vurguladı. Latmos’taki gnays kayaların feldspat, kuvars ve kuvarsit gibi madenler içerdiğini aktaran Yıldırım, son zamanlarda artan madencilik faaliyetleri nedeniyle bölgenin ciddi bir tahribata maruz kaldığını kaydetti.

Maden faaliyetleri nedeniyle yeni keşfedilen Latmos Kazgagası türünün ciddi bir tehlike altında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, “Bu yoğun madenleşme süreci devam ettiği takdirde hem Latmos’u hem de ‘Corydalis varolaydinii’ gibi dünyada sadece bu bölgede yayılış gösteren bitkilerimizi de yakın zamanda kaybedeceğimizi düşünüyorum. Alan üzerine son yıllarda milli park, jeopark veya doğa koruma alanı için başvurular olmasına rağmen henüz onaylanmış bir durum mevcut değil. Yetkililerin, yerel yönetimle beraber en kısa sürede bununla ilgili bir koruma çalışmasını yapması gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda nokta endemiği olan başka bitkilerimiz ve bu bitkilerle beslenen birçok hayvan mevcut. Bu bakımdan yoğun maden tahribatı hem bu kültürel mirası hem de doğal mirası çok hızlı bir şekilde tüketiyor. Henüz yeni keşfettiğimiz, ismini yeni verdiğimiz bu canlı, hızlı tahribat devam ettiği takdirde çok hızlı bir tükenişe doğru sürüklediğimizi söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu